Ana içeriğe atla

İş Hayatının İnsana Kattığı Şey


1-2 Senelik çalışma hayatımda bana katılan çok şey oldu tabi. 

Bunlardan birisi kendinizi daha iyi tanıyorsunuz. Kime göre neye göre acımasız veya yardımcı olunması gerektiğini öğreniyorsunuz.

Ne kadar sürede yorulduğunuzu, nelerin sizi psikolojik olarak etkilediğini ve iş performansınızı arttırıp düşürdüğünü daha iyi kestirebiliyorsunuz. İnsanlar konusuna ve iş ortamına gelirsek, üstleriniz kalkıp size fazladan mesainizin ücretini, izin yapmadığınız o haftalık bir günün bile parasını verebilir. Fakat Türkiye koşullarında maalesef o fazladan para insanları tatmin etmez, gerek dışarıdaki stres olsun çalışma arkadaşları olsun. Her kim olursa olsun eve gitmeyi orada olmayı o gün çalışmaktan daha çok isteyecektir. Çünkü psikolojik olarak size haftalık insani bir günlük izniniz bile yok denmesi paranın sizi satın alabileceği düşünü doğrudan düşündürecektir. Ve haliyle işten soğumalar başlayacaktır.

Çalışma arkadaşlarınızında doğru olması sakin ve atılgan tipler olması en uygunudur. Kalkıpta asla ama asla dışarıda linçleneceğinizi düşündüğünüz her hangi bir kesimi aşağı gördüğünüz bir konuyu iş arkadaşlarınızla konuşmayın. Bunu önceki çalışma arkadaşlarım tarafından gördüm ve hoş bir şey değil, ayrımla sebeplerimden biridir, her ne kadar orada çalışmayı sevsemde maalesef ses çıkarmadığınız için konu orantısızlık kazanıp hergün oturduğunuz personel yemeğine dahil edilecek, o sofraya oturmak dahi istemeyeceksiniz.

Stresli insanların iş sırasında çok fazla obsesif hareketler sergilediğine tanıklık ettim. Ve o kişi yaş almış, sizin kadar sağlığını düşünmekten öte daha çok bozmaya çalışıyorsa, o vardiya arkadaşınız çoktan bir ayağı çukurda bir insandır. Ve emin olabilirsiniz ki yarın hasta olduğunda siz 1 hafta boyunca günde 17 saat çalışacaksınız. Onun bilinçsiz davranışının bedelini siz çekersiniz.

Ama herşeyden öte gerçekten iyi insanlar tanıyıp 20 kişiden 1-2 kişiyle halen görüşmelere devam eder, 40 yaşına bastığınızda birbirinize iş olanağı bile sağlayacak duruma gelirsiniz. İş ağınız genişler ve bu çokca iyi bir şeydir. İnsan biriktirmek derler toplum arasında.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çakma Entelektüeller

Bazen gerçekten yorulduğumu hisseder gibi oluyorum. Tekrarladığım, özlediğim şeyler var. O şeylerden her geçen gün biraz daha kopuyorum. İnsanları anlamakta hâlâ zorluk çekiyorum. Büyük ihtimalle ömrüm böyle geçecek. Ama günün birinde, onların çözüm üretemediği her konuda, biz zaten köküne kadar düşünmüş ve mutluluğa ulaşmış olacağız; bu kaçınılmaz. Kimisi çakma entelektüel , Kimisi... Aslında hepsi bu olabilir. Her birinde bir parça bundan var. Ortadoğu'nun çakma entelektüelleri... Kendi isteklerini, aktivist doyumlarını tatmin etmek için, altı bomboş, hayatı kendilerince matrixe bağlayıp, dünyanın kendi etrafılarında döndüğünü düşündükleri bir sonsuz döngüye sokuyorlar. Anlamsız bir dayanışma içine girip, kendilerini bir gruba "ait" hissetme çabasındalar. Bu gibiler çok kibirli, takıntılı, ciddi anlamda psikolojisi bozuk, deli denilecek düzeyde insanlardır. Üzülerek söylüyorum ki, herkesin çevresinde böyle insanlar varolmuştur. Kimseye kalkıp, "Güzel bir şey, sen d...

Daima Hazır

Yemekhaneden aldığım üzümleri elimle ikram ettiğimde reddetmeyen komutanım. Benim için dışarıdayken mektubumu yollayan komutanım. Bana bağırdıktan sonra gelip özür dileyen komutanım. Koşu da bütün takım benim yüzümden kaybetsede hiç bir şey demeyen komutanım. Futbol oynarlarken uzaktada olsam bana pas atan silah arkadaşlarım. Daha ilk günden arkadaşça yaklaşan üst devrelerim. Yanlış tekmil versemde kızmayan albayım. Gitmemi istemeyen komutanlarım. Adımı bildiğinden emin bile değilken ismimle seslendiğinde diğer burağı arardı gözlerim. Fakat bana seslenmiş olan ve o gün beni gururlandıran komutanım. Yanlışlara karşı sesimi çıkarmaya başladıktan sonra beni tebrik eden devrelerim. Gurbette olduğumda sesini duyduğumda ağladığım annem. Hepinizi çok özleyeceğim. Hayatı sizinle öğrendim ve öyle kalacağından eminim. Koşu da kaybettiğimiz için kızmayın komutanım, kızgınsınız biliyorum. Belki de hiç umursamadınız bile. Ama ben sizi yüzüstü bıraktığım için kötü hissediyorum. Her gün siz demeseniz...

Din ve İnanışlar Üzerine - Sevgizm

Dün Matrix 2’yi izledim, diyor ki; “Burada olmamızın sebebi de; kurallara karşı gelmemiz.” Bu sözden sonra farklı bir açı benimsedim. Bunun devamınıda eski düşüncelerim destekledi. Bir inanış sonrasında kuralların gelişi ve kuralların insan ilişkilerini ciddi ölçüde etkilediği yönünde kolayca kanıtlanabilir bulgular saptadım. Dinen kapanmış bir kimsenin, eşi hariç herkese tecavüzcüymüş gibi bakması, bunu göstermek istemese bile yansıtması, kapanış sebeplerinin siyasi yönde olması, çok sorgulanacak bir durum. Kapanmanında getirisini düşünürsek, çölde öldürücü bir sıcağa sahip olmadığımız için evrensel köy halkımız gibi kapanabilirler. Ama o bir tarz, ayrıca faydalı yönleride var; uzun saçların toplanması veyasında yemeğe düşmemesi için. Yani zorluk çıkartan bir şey değil. Bir inancın zorunlu kılışı değil. Bunun aynısı göstericiliği-teşirciliği seven kişiler, yani dar veya olay anı için gerekli görülmeyen şeyler giyen kesim içinde geçerli.  Onlarında hayat kavramı sorgulanabilir....