Ana içeriğe atla

Daima Hazır



Yemekhaneden aldığım üzümleri elimle ikram ettiğimde reddetmeyen komutanım.

Benim için dışarıdayken mektubumu yollayan komutanım.

Bana bağırdıktan sonra gelip özür dileyen komutanım.

Koşu da bütün takım benim yüzümden kaybetsede hiç bir şey demeyen komutanım.

Futbol oynarlarken uzaktada olsam bana pas atan silah arkadaşlarım.

Daha ilk günden arkadaşça yaklaşan üst devrelerim.

Yanlış tekmil versemde kızmayan albayım.

Gitmemi istemeyen komutanlarım.

Adımı bildiğinden emin bile değilken ismimle seslendiğinde diğer burağı arardı gözlerim. Fakat bana seslenmiş olan ve o gün beni gururlandıran komutanım.

Yanlışlara karşı sesimi çıkarmaya başladıktan sonra beni tebrik eden devrelerim.

Gurbette olduğumda sesini duyduğumda ağladığım annem.

Hepinizi çok özleyeceğim.

Hayatı sizinle öğrendim ve öyle kalacağından eminim.

Koşu da kaybettiğimiz için kızmayın komutanım, kızgınsınız biliyorum. Belki de hiç umursamadınız bile. Ama ben sizi yüzüstü bıraktığım için kötü hissediyorum. Her gün siz demesenizde kendimi cezalandırıyorum. Bana revire çıkmak vatana ihanettir diye siz öğrettiniz. 

Herkesin kaldırabildiği şeyleri kaldıramayan, fakat kaldıramadıklarını kaldırabilen birisi olarak çıkageldim. Bazen diyorum keşke tam tersi olsaydıda bu kadar derin düşünmüyor olsaydım veya canım acıdığında söyleyebilseydim. Karşı tarafında canını acıtabilseydim. Ama beni haklı kılan bir şey yoktu ki. Neyi savunacaktım hakikati mi. Yine döner yüzüme vururlardı. Insanlar için zayıf ve kafası karışık birisi olarak anılacağım. Fakat sizin dünyanızda savaşta yanınızda görmek isteyeceğiniz mangada olduğumu biliyorum. Bunu hissetmek bile yeter komutanlarım. Beni insan yerine koymuş olmanız bile yetmişti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çakma Entelektüeller

Bazen gerçekten yorulduğumu hisseder gibi oluyorum. Tekrarladığım, özlediğim şeyler var. O şeylerden her geçen gün biraz daha kopuyorum. İnsanları anlamakta hâlâ zorluk çekiyorum. Büyük ihtimalle ömrüm böyle geçecek. Ama günün birinde, onların çözüm üretemediği her konuda, biz zaten köküne kadar düşünmüş ve mutluluğa ulaşmış olacağız; bu kaçınılmaz. Kimisi çakma entelektüel , Kimisi... Aslında hepsi bu olabilir. Her birinde bir parça bundan var. Ortadoğu'nun çakma entelektüelleri... Kendi isteklerini, aktivist doyumlarını tatmin etmek için, altı bomboş, hayatı kendilerince matrixe bağlayıp, dünyanın kendi etrafılarında döndüğünü düşündükleri bir sonsuz döngüye sokuyorlar. Anlamsız bir dayanışma içine girip, kendilerini bir gruba "ait" hissetme çabasındalar. Bu gibiler çok kibirli, takıntılı, ciddi anlamda psikolojisi bozuk, deli denilecek düzeyde insanlardır. Üzülerek söylüyorum ki, herkesin çevresinde böyle insanlar varolmuştur. Kimseye kalkıp, "Güzel bir şey, sen d...

Din ve İnanışlar Üzerine - Sevgizm

Dün Matrix 2’yi izledim, diyor ki; “Burada olmamızın sebebi de; kurallara karşı gelmemiz.” Bu sözden sonra farklı bir açı benimsedim. Bunun devamınıda eski düşüncelerim destekledi. Bir inanış sonrasında kuralların gelişi ve kuralların insan ilişkilerini ciddi ölçüde etkilediği yönünde kolayca kanıtlanabilir bulgular saptadım. Dinen kapanmış bir kimsenin, eşi hariç herkese tecavüzcüymüş gibi bakması, bunu göstermek istemese bile yansıtması, kapanış sebeplerinin siyasi yönde olması, çok sorgulanacak bir durum. Kapanmanında getirisini düşünürsek, çölde öldürücü bir sıcağa sahip olmadığımız için evrensel köy halkımız gibi kapanabilirler. Ama o bir tarz, ayrıca faydalı yönleride var; uzun saçların toplanması veyasında yemeğe düşmemesi için. Yani zorluk çıkartan bir şey değil. Bir inancın zorunlu kılışı değil. Bunun aynısı göstericiliği-teşirciliği seven kişiler, yani dar veya olay anı için gerekli görülmeyen şeyler giyen kesim içinde geçerli.  Onlarında hayat kavramı sorgulanabilir....