Ana içeriğe atla

Bugün 26 Oldum, Belki de 27


Şu sıralar genel olarak bekar bir hayatı benimseme üzerine yoğunlaştım. Hani insanlar derler ya

18'ine bastın artık üniversiteye gitmen gerek,
Üniversite bitti artık Askerliği yapman gerek,
Askerlik bitti şimdi evlenmen gerekli,
Evlendin artık çocuk yap,
Araba al.

Bunun sonu pek yok gibi. Veya sormam gerekirse nerede benim kararlarım veya seçimlerim.
Sana ailende kimse salça sevmediğini söylediğin halde yemeğine zorla salça koydu mu.

Yani insanların başkalarını bu kadar biçimlendirmeye çalışma içgüdüsü nereden geliyor ve aksini bile düşünemiyorlar anlayabilmiş değilim.

Misal annemle aram iyi diyelim, herkesin annesi evladını nasıl olursa olsun sever. Fakat gün gelir dışarı da bile görmek istemediğiniz insanlar annenizle konuşur. "Evlilik yaşına geldi artık hayatını kurması gerek" diye serzenişte bulunur. Fakat annemde benim gibi kimilerine göre naif olduğu için, sen kimsin bizim ailemize karışıyorsun be kadın diye cevaplayamaz. Yine de artık bana karşı bu tür şeyleri yansıtmadığını bilmek bile beni mutlu ediyor. Annem yalnız bir insan, tek arkadaşı benim gibi. İkimizden birisi ölse cidden çok kötü olacağımız aşikar. Veya yaşlandığında ona bakmazsam vicdan azabı çekebilecek kadar duygusal bir insanım. Bu sebepten dolayı bir ömür boyu onunla yaşamak bana karşı yalnış bir şey değil. Fakat üstteki o klon insanların neler söyleyebileceği konusunda bilinebilir düşüncelere sahibiz. Hepimizin hayatında var çünkü öyle insanlar. Ben de çocukken anneme jeep alacağıma dair villalarda oturtacağıma dair sözler vermiştim. Ama o yaşta bile maddenin değerinin sevgi den daha üstün kılındığı bir kimselerce aşılanmış.

Annemle yaşıyor oluşum kimileri için özgüvensiz,

Üniversite okumamış olmam kimileri için yeteneksiz,

Evlenmemiş olmam ise kimileri için parasız olmamdan kaynaklıdır.

Bunları benim seçmiş olmam ve bu sonuçlara varmanız gerçekten çok saçma ve kötü.

Kendimi toplumdan soyutlamam. Soyutlamayı sevmem pek, ama mecbur kalırsam bir kesim diye ayırmak beni kötü hissettirmez. Hiç bir şey söylemediğim halde beni anlayan insanlarda oldu çünkü, onların hakkını yiyemem. Fakat kimileri benim yaşantımı yaşamadı, gördüklerimi görmedi. O yüzden bir şey diyemiyorum.

Tek isteğim hayatı gözlemleyip toprağa karışmak. İşlerin içinde, önünde olmasamda olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çakma Entelektüeller

Bazen gerçekten yorulduğumu hisseder gibi oluyorum. Tekrarladığım, özlediğim şeyler var. O şeylerden her geçen gün biraz daha kopuyorum. İnsanları anlamakta hâlâ zorluk çekiyorum. Büyük ihtimalle ömrüm böyle geçecek. Ama günün birinde, onların çözüm üretemediği her konuda, biz zaten köküne kadar düşünmüş ve mutluluğa ulaşmış olacağız; bu kaçınılmaz. Kimisi çakma entelektüel , Kimisi... Aslında hepsi bu olabilir. Her birinde bir parça bundan var. Ortadoğu'nun çakma entelektüelleri... Kendi isteklerini, aktivist doyumlarını tatmin etmek için, altı bomboş, hayatı kendilerince matrixe bağlayıp, dünyanın kendi etrafılarında döndüğünü düşündükleri bir sonsuz döngüye sokuyorlar. Anlamsız bir dayanışma içine girip, kendilerini bir gruba "ait" hissetme çabasındalar. Bu gibiler çok kibirli, takıntılı, ciddi anlamda psikolojisi bozuk, deli denilecek düzeyde insanlardır. Üzülerek söylüyorum ki, herkesin çevresinde böyle insanlar varolmuştur. Kimseye kalkıp, "Güzel bir şey, sen d...

Daima Hazır

Yemekhaneden aldığım üzümleri elimle ikram ettiğimde reddetmeyen komutanım. Benim için dışarıdayken mektubumu yollayan komutanım. Bana bağırdıktan sonra gelip özür dileyen komutanım. Koşu da bütün takım benim yüzümden kaybetsede hiç bir şey demeyen komutanım. Futbol oynarlarken uzaktada olsam bana pas atan silah arkadaşlarım. Daha ilk günden arkadaşça yaklaşan üst devrelerim. Yanlış tekmil versemde kızmayan albayım. Gitmemi istemeyen komutanlarım. Adımı bildiğinden emin bile değilken ismimle seslendiğinde diğer burağı arardı gözlerim. Fakat bana seslenmiş olan ve o gün beni gururlandıran komutanım. Yanlışlara karşı sesimi çıkarmaya başladıktan sonra beni tebrik eden devrelerim. Gurbette olduğumda sesini duyduğumda ağladığım annem. Hepinizi çok özleyeceğim. Hayatı sizinle öğrendim ve öyle kalacağından eminim. Koşu da kaybettiğimiz için kızmayın komutanım, kızgınsınız biliyorum. Belki de hiç umursamadınız bile. Ama ben sizi yüzüstü bıraktığım için kötü hissediyorum. Her gün siz demeseniz...

Din ve İnanışlar Üzerine - Sevgizm

Dün Matrix 2’yi izledim, diyor ki; “Burada olmamızın sebebi de; kurallara karşı gelmemiz.” Bu sözden sonra farklı bir açı benimsedim. Bunun devamınıda eski düşüncelerim destekledi. Bir inanış sonrasında kuralların gelişi ve kuralların insan ilişkilerini ciddi ölçüde etkilediği yönünde kolayca kanıtlanabilir bulgular saptadım. Dinen kapanmış bir kimsenin, eşi hariç herkese tecavüzcüymüş gibi bakması, bunu göstermek istemese bile yansıtması, kapanış sebeplerinin siyasi yönde olması, çok sorgulanacak bir durum. Kapanmanında getirisini düşünürsek, çölde öldürücü bir sıcağa sahip olmadığımız için evrensel köy halkımız gibi kapanabilirler. Ama o bir tarz, ayrıca faydalı yönleride var; uzun saçların toplanması veyasında yemeğe düşmemesi için. Yani zorluk çıkartan bir şey değil. Bir inancın zorunlu kılışı değil. Bunun aynısı göstericiliği-teşirciliği seven kişiler, yani dar veya olay anı için gerekli görülmeyen şeyler giyen kesim içinde geçerli.  Onlarında hayat kavramı sorgulanabilir....