Ana içeriğe atla

Hayatımın Nasıl Geçeceği Üzerine Tahminlerim


Kariyer


Metin muhtemelen kısa olacaktır. Özetle söylemek istediğim büyük kıdemli mesleklerde hiç bir zaman çalışmayacağımdan eminim. Çünkü bakmaya zaman ayırırsam en kötü yerlerin bile güzel olabileceğini öğrendim bu hayattan. Çoğu kimseler benim yaptığım şeyleri yaparken kendilerine küfür ederdi eminim. Ne iş yapıyorsun burak, bunu hak edecek ne yaptın gibi gibi. Fakat benim hiç ama hiç öyle bir düşüncem olmadı. Gerçekten saflığımı kullanmaya çalışanlar olmadı değil, onlara ses çıkartmak bir asker için zor olmuyor tabi ki.

Gaye


Askerlik konusu benim için karakterimin tamamiyle oturmasını sağlayan bir ortamdı denebilir. Disiplinli olmayı orada öğrendim ve inanın ki çokca sevdim, bu yaşam tarzı sivil hayatımda benimle beraber olacak. Evde yalnız yaşadığım dönemlerde ev gerçekten çok düzenli, minimalist, pratik, ve temizdi. Sade bir hayatım olacaktır. Sporumu ihmal etme gibi bir hatayı asla yapmam. Yukarıda gördüğünüz yerin çevresi 310m civarlarında, her gün orada koşu yapıyorum iş çıkışında. 3km, 5km, 10km, Yarı-Maraton gibi seçeneklerim mevcut, o an kafama ne eserse o mesafeyi koşuyorum. Her sene daha iyi rakamlara iniyor, ve en son olimpik rakamlara ulaşacağımdan eminim. Benimde hayat gayem bu. Onun ötesinde pek bir gayem yok. Arada belki sanatsal çalışmalara imza atarım eski günlerdeki gibi, ama o tür şeylere pek vaktim yok artık. 



Vakit 


Para mı birazcık daha biriktirdikten sonra Antalya semalarında tepelerde denize 10-20km uzaklıkta bir arazi alıp ev yaptırabilirim. Etrafınada 400m lik bir koşu parkuru. Belki beceri isteyen okculuk gibi spor dalları içinde ortam hazırlarım. Askerdeki gibi birinden diğerine atlayabileceğim barfiks borularınıda yaptırmayı çok istiyorum. Tavukla ve diğer bahçe ürünleriyle bir ömür geçirebilirim genç yaşlarımda. Arada bir gerektiğinde şehire inebileceğim bir bisiklet. Hepsi bu. İşte o zaman sanatsal şeylere vaktim olacaktır. Birde yanımda bana eşlik edecek bir golden tabii ki.


Bilinmeyen bir konu. Fakat yukarıdaki şeyleri hedef olarak koyabilecek kimsenin olamayacağını düşünürseniz eşimin olabilmesi söz konusu değil bu metinde. Yalnız ve herşeyden uzak bir yaşam söz konusu. Ama etrafımda gerçekten sevgisiz kalan ve benim gibi bu konulardan ümidini kesmiş nefret duymayan çokca masum insanlar görüyorum. O masum kişilere yeri gelir belki ben adım atarım veya onlarda bana atar. O zaman gelecek planlarım ortak gayemiz oluverirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çakma Entelektüeller

Bazen gerçekten yorulduğumu hisseder gibi oluyorum. Tekrarladığım, özlediğim şeyler var. O şeylerden her geçen gün biraz daha kopuyorum. İnsanları anlamakta hâlâ zorluk çekiyorum. Büyük ihtimalle ömrüm böyle geçecek. Ama günün birinde, onların çözüm üretemediği her konuda, biz zaten köküne kadar düşünmüş ve mutluluğa ulaşmış olacağız; bu kaçınılmaz. Kimisi çakma entelektüel , Kimisi... Aslında hepsi bu olabilir. Her birinde bir parça bundan var. Ortadoğu'nun çakma entelektüelleri... Kendi isteklerini, aktivist doyumlarını tatmin etmek için, altı bomboş, hayatı kendilerince matrixe bağlayıp, dünyanın kendi etrafılarında döndüğünü düşündükleri bir sonsuz döngüye sokuyorlar. Anlamsız bir dayanışma içine girip, kendilerini bir gruba "ait" hissetme çabasındalar. Bu gibiler çok kibirli, takıntılı, ciddi anlamda psikolojisi bozuk, deli denilecek düzeyde insanlardır. Üzülerek söylüyorum ki, herkesin çevresinde böyle insanlar varolmuştur. Kimseye kalkıp, "Güzel bir şey, sen d...

Daima Hazır

Yemekhaneden aldığım üzümleri elimle ikram ettiğimde reddetmeyen komutanım. Benim için dışarıdayken mektubumu yollayan komutanım. Bana bağırdıktan sonra gelip özür dileyen komutanım. Koşu da bütün takım benim yüzümden kaybetsede hiç bir şey demeyen komutanım. Futbol oynarlarken uzaktada olsam bana pas atan silah arkadaşlarım. Daha ilk günden arkadaşça yaklaşan üst devrelerim. Yanlış tekmil versemde kızmayan albayım. Gitmemi istemeyen komutanlarım. Adımı bildiğinden emin bile değilken ismimle seslendiğinde diğer burağı arardı gözlerim. Fakat bana seslenmiş olan ve o gün beni gururlandıran komutanım. Yanlışlara karşı sesimi çıkarmaya başladıktan sonra beni tebrik eden devrelerim. Gurbette olduğumda sesini duyduğumda ağladığım annem. Hepinizi çok özleyeceğim. Hayatı sizinle öğrendim ve öyle kalacağından eminim. Koşu da kaybettiğimiz için kızmayın komutanım, kızgınsınız biliyorum. Belki de hiç umursamadınız bile. Ama ben sizi yüzüstü bıraktığım için kötü hissediyorum. Her gün siz demeseniz...

Din ve İnanışlar Üzerine - Sevgizm

Dün Matrix 2’yi izledim, diyor ki; “Burada olmamızın sebebi de; kurallara karşı gelmemiz.” Bu sözden sonra farklı bir açı benimsedim. Bunun devamınıda eski düşüncelerim destekledi. Bir inanış sonrasında kuralların gelişi ve kuralların insan ilişkilerini ciddi ölçüde etkilediği yönünde kolayca kanıtlanabilir bulgular saptadım. Dinen kapanmış bir kimsenin, eşi hariç herkese tecavüzcüymüş gibi bakması, bunu göstermek istemese bile yansıtması, kapanış sebeplerinin siyasi yönde olması, çok sorgulanacak bir durum. Kapanmanında getirisini düşünürsek, çölde öldürücü bir sıcağa sahip olmadığımız için evrensel köy halkımız gibi kapanabilirler. Ama o bir tarz, ayrıca faydalı yönleride var; uzun saçların toplanması veyasında yemeğe düşmemesi için. Yani zorluk çıkartan bir şey değil. Bir inancın zorunlu kılışı değil. Bunun aynısı göstericiliği-teşirciliği seven kişiler, yani dar veya olay anı için gerekli görülmeyen şeyler giyen kesim içinde geçerli.  Onlarında hayat kavramı sorgulanabilir....