Ana içeriğe atla

Venüslüler Adına


Bir venüslüye eskiden herkes adım atmazdı veya venüslü bunu ölçeklendiremezdi. Şu an ki günümüzde televizyon olsun internet olsun bir venüslüye 100 marslı göz kırpabilir. Bunun sonunca ise venüslü bu marslılar zaten bizlere muhtaç diyerekten elimi sallasam ellisi hallerine girer. Fakat bilinmeyen şey ise onlardan bırak bir eş, hayatını feda edecek kimse bile yoktur. Yani çok sevdiğim bir tabir olan; ordusuz komutan diye bir tabirle özleştirebiliriz. Ordusu olan komutan sevilir sayılır saygı duyulur, olmayan ise kibirli, kırıcı, saygısız bir insandır, emirlerine itaat edilmez. 

Venüslülerin içi temiz olanları, yani ilgi görmeyeni normal davranışlar sergiler. İlgi olsun, sevgi, şefkat olsun. Aşırı ilgi gören köpeklerde bir süre sonra kendisini sevdirmemeye başlar garip hallere girerler. Bu psikolojik olarak bir etkidir. Ve dünya üzerine oranla venüslülere eğitim çağlarında bu ilgi alaka hat safhada yüklenir, bu düşünceye engel olunamaz. Muhakemesi iyi ise yine normal davranışlarda bulunur, fakat ilgi açlığı çektiği sırada kimseleride kullanma gereği duymaz. Kimileri onunla ilgilenenlere öyle alışmıştır ki bedenen sağlığını bile korumaz hale gelir. Güzellik herşeydir der. Spor veya marslıların çoğunluğunun başarı sağladı bir şeye adım atmayı düşünmez bile. Onları yanlarından koşarak geçerken izler, terli terli gelişirken elinde aygıtlarla oyalanır. Bunun aksi halinde yaşayanlar vardır, onlar güzel mi güzel nadir uzaylılardır. Diğerleriyse başta karşısındakinden bile daha bilgin, gelişmiş uzaylı formu imajı gösterir. Fakat öyle değildir, adı üstünde imaj.


Bugün çalıştığım yerdeki ustamında her akşam bulaşıkçılıktan çıkıp 5km koştuğumu duyduğunda çoğu kimselerin yaşayamadığı disiplinle yaşadığımı öğrendiğinde yanındaki ustaya dediği gibi; "Ya... Görüyor musun ustam, emellerin mi yoksa kariyer mi... Aferin lan burak." Bunu demesindeki sebep; venüslüleri etkilemek için yükselmek istemiyor oluşumdu. Hayatta sağlığımdan öte bir şey olmadığını erken yaşta anlamış olmak güzel bir şey. Ne iş yaptığımın dediğim gibi pek bir önemi yok. Sadece güzel vakit geçirebileceğim iş arkadaşlarım olsun zaman su gibi aksın güzel anılara şahitlik edelim yeterli. Hayat görüşüm gerçekten çok saf ve berrak, keşke herkes benim gibi görebilse. Herkesin beni içten olarak sevdiğini biliyorum, hissediyorum bile. Bu güzel bir duygu.

Bunları üzüldüğüm için yazıyorum ve yaşıyorum. Empati yoksunluğu adınadır bu metin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çakma Entelektüeller

Bazen gerçekten yorulduğumu hisseder gibi oluyorum. Tekrarladığım, özlediğim şeyler var. O şeylerden her geçen gün biraz daha kopuyorum. İnsanları anlamakta hâlâ zorluk çekiyorum. Büyük ihtimalle ömrüm böyle geçecek. Ama günün birinde, onların çözüm üretemediği her konuda, biz zaten köküne kadar düşünmüş ve mutluluğa ulaşmış olacağız; bu kaçınılmaz. Kimisi çakma entelektüel , Kimisi... Aslında hepsi bu olabilir. Her birinde bir parça bundan var. Ortadoğu'nun çakma entelektüelleri... Kendi isteklerini, aktivist doyumlarını tatmin etmek için, altı bomboş, hayatı kendilerince matrixe bağlayıp, dünyanın kendi etrafılarında döndüğünü düşündükleri bir sonsuz döngüye sokuyorlar. Anlamsız bir dayanışma içine girip, kendilerini bir gruba "ait" hissetme çabasındalar. Bu gibiler çok kibirli, takıntılı, ciddi anlamda psikolojisi bozuk, deli denilecek düzeyde insanlardır. Üzülerek söylüyorum ki, herkesin çevresinde böyle insanlar varolmuştur. Kimseye kalkıp, "Güzel bir şey, sen d...

Daima Hazır

Yemekhaneden aldığım üzümleri elimle ikram ettiğimde reddetmeyen komutanım. Benim için dışarıdayken mektubumu yollayan komutanım. Bana bağırdıktan sonra gelip özür dileyen komutanım. Koşu da bütün takım benim yüzümden kaybetsede hiç bir şey demeyen komutanım. Futbol oynarlarken uzaktada olsam bana pas atan silah arkadaşlarım. Daha ilk günden arkadaşça yaklaşan üst devrelerim. Yanlış tekmil versemde kızmayan albayım. Gitmemi istemeyen komutanlarım. Adımı bildiğinden emin bile değilken ismimle seslendiğinde diğer burağı arardı gözlerim. Fakat bana seslenmiş olan ve o gün beni gururlandıran komutanım. Yanlışlara karşı sesimi çıkarmaya başladıktan sonra beni tebrik eden devrelerim. Gurbette olduğumda sesini duyduğumda ağladığım annem. Hepinizi çok özleyeceğim. Hayatı sizinle öğrendim ve öyle kalacağından eminim. Koşu da kaybettiğimiz için kızmayın komutanım, kızgınsınız biliyorum. Belki de hiç umursamadınız bile. Ama ben sizi yüzüstü bıraktığım için kötü hissediyorum. Her gün siz demeseniz...

Din ve İnanışlar Üzerine - Sevgizm

Dün Matrix 2’yi izledim, diyor ki; “Burada olmamızın sebebi de; kurallara karşı gelmemiz.” Bu sözden sonra farklı bir açı benimsedim. Bunun devamınıda eski düşüncelerim destekledi. Bir inanış sonrasında kuralların gelişi ve kuralların insan ilişkilerini ciddi ölçüde etkilediği yönünde kolayca kanıtlanabilir bulgular saptadım. Dinen kapanmış bir kimsenin, eşi hariç herkese tecavüzcüymüş gibi bakması, bunu göstermek istemese bile yansıtması, kapanış sebeplerinin siyasi yönde olması, çok sorgulanacak bir durum. Kapanmanında getirisini düşünürsek, çölde öldürücü bir sıcağa sahip olmadığımız için evrensel köy halkımız gibi kapanabilirler. Ama o bir tarz, ayrıca faydalı yönleride var; uzun saçların toplanması veyasında yemeğe düşmemesi için. Yani zorluk çıkartan bir şey değil. Bir inancın zorunlu kılışı değil. Bunun aynısı göstericiliği-teşirciliği seven kişiler, yani dar veya olay anı için gerekli görülmeyen şeyler giyen kesim içinde geçerli.  Onlarında hayat kavramı sorgulanabilir....