Şehit haberlerinin yarısının kadarı, belki de daha fazlası düzenden ve eğitimsizlikten dolayı kişinin raydan çıkması sonucu oluşuyor. Ve ölümüm bu sebeplerden olacaktı. Çünkü ben haldır huldur çalışıp bedenimi korurken, takıntılarımdan uzaklaşırken takıntılı birisi yüzünden ölmek istemedim. Sivil iş hayatındada geçerli bu. Fakat ruhlar farklı olduğu için performansında tamamen sivil iş hayatına geçmesi çok zor. Birinde aç karnına 3 gün bile durabilirsiniz. Ama sivildeki o amaç, artık piramidin en altı olduğu için veya bir aileniz olmadığı, eş değer bir amacınız olmadığı için güçlü bir enerji kaynağı bulunmamakta. Bunu biliyordum. Fakat gün boyu çalışıp akşam bir süre yalnız kalabilmek psikolojik sağlığım için daha iyiydi. Sivildeki sportif kondisyonum Askeriyede çokca azalmıştı. Kendi kışlamı kendi zihnimde yaratmam, kendi görevimi kendim uygulamam gerekliydi. Kamuflajı mı giyemesemde ruhum hala Askerdi.
Koşuda önceki süremden neredeyse gerekli olan süreye daha da yaklaşmıştım, geliştiğimi görmüştüm sevinçliydim. Ama sırf bröve için gerekli olan rakamlara ulaşamadığım için boşuna koşmuşsun diyende olmuştu. Bunu diyen insansa o indiğim rakamları çok ama çok zor görüyordu. Beni üzen buydu. Daha yaşadığım kırıcı çok şey var fakat hepsini buraya yazamam. Ama her zaman ki gibi içime attım. Çünkü silah arkadaşımdı ben böyle bir şey diyemem kıramam kimseyi. Değişmelerini bekledim daha da kötüleşti, suçlu olmadığım konularda suçlanmaya, soğuktan dolayı havalandırılmayan, fakat kurala göre havalandırılması gereken odanın kokusu bana kalacak kadar ilerledi. Şimdi ne suları ne yemekleri ne de sık sık duş alabilecek, çamaşır yıkayabilecek durumları ve ısınmak için ateşleri var. Askerde olduğunu bir tek ben mi biliyordum bilmiyorum. Askerlikteki amaç herkesin birbirini yüceltmesiydi, zayıflığı kabul etmemeli, bir an düşse bile yalnız hissetmemeliydi. Ama bunu hissedemedim. En olması gerektiği yerde, hissedemedim. Fakat inanır mısınız bilmiyorum ama herşey üst üste geldi, sanki bir şey oradan gitmemi istedi. Alıngan veya duygusal olmam söz konusu değil. Gerek haklı olduğum konularda 8 kişilik odada 7 kişinin bana düşman oluşunu mu söylesem, aynı hafta başka odadaki silah arkadaşlarıma ziyarete gittiğimde beni sözle kırıcı şekilde kovmalarınımı, odamı değiştirmek istediğimde diğer odalardaki insanların kabul etmemesi, ve baba gibi gördüğüm komutanımın geldiğimden beri tek bir yanlış yapmayan bana, en küçük yanlışımda arkadaşlarımın yanında bağırması...
Fotoğraftaki bir Amerikan Askeri, ama bir Asker, olağanüstü varlık. Çoğu sıcak yuvasından çıkamayan insanlara nazaran kışın dışarıda yatabilecek bir bedene, eğitime sahip. O bedenini ku
llanmasını bilen sağlıklı birisi.
Fakat siz korktu deyin, yapamadı deyin. Kimseyi suçlamıyorum. Zaten kimse ait olduğu yerde, hayatta değil. 3 Kilometreyi 12 dakikada(15km/h) koşabiliyorum, çalışırken bile nabzım 60'larda seyirir, 5 derece havada ince bir giysiyle bile gezsem hasta olmam, fakat bulaşıkçıyım. Çok iyi bir baba, bir eş olabilirim. Fakat 25 yıllık hayatımda sıcacık elinden tutabilebileceğim sevgilim bile olmadı.
Hayat işte. Kimisi hala o sıcak elden ziyade tırnağına, işine göre baktığı sürece benim pekte tamamen mutlu olmam mümkün değil.
Televizyonda veya sokakta hiç bir şey yapmasanız bile size kötü hissettirebilecek her türlü duygudan uzaklaşmak için gitmiştim oraya. Benim düşümde, orada o düşlere rastlamayacaktım. Çünkü herkes büyük bir yükün altında ve gerek psikolojisini gerek davranışını bir çizgide tutmak zorundaydı. Üzgün olabilirdi, fakat üste çıkmamalıydı. Alçakgönüllü olmalıydı. Şu hayatta uğraştığım, gerçekten denediğim tek şansım, hayalim buydu. Artık önüme ne koysalar pekte bir anlamı olduğunu söyleyemem. Birazcıkta olsa hissetmiş, silah arkadaşlarımla zoru paylaşmış olmak bile güzeldi.
Yorumlar
Yorum Gönder